29 Ocak 2014 Çarşamba

kemik düğmeleri ojeyle boyadım, bence oldu :)

     
       Merhaba, ben geldim. İyi miyiz kıymetli okur? Bu aralar ofisimizde normalin üzerinde bir yoğunluk yaşıyoruz, dolayısıyla eve yorulmuş bir halde gelip serilip kalıyorum ama  iyiyim çok şükür :)

       Yaklaşık 1 ay önce diktiğim bu bluzu paylaşmak da bugüne kadar sarktı.  Bluzun ipek kumaşını çok çok ama cidden çok beğenerek almıştım, o yüzden acayip özene bezene gittim her adımında. Nasıl bir özenmek ama; teyel almalar, her detayı işaretlemeler, toplu iğneleri bile yeni paket açtım ki kumaş zedelenmesin diye ...
       Tabi siz fotoğraflara bir göz attınız bu cümleden sonra; neresinde ne detay var ki anlamak için lakin göremediniz?! Çünkü yok... Detay falan kalmadı!
      Uzun zamandır beğendiğim  2010 eylül sayısı Burda dergisinden 103 numaralı modeli çalıştım. Her şeyine o kadar özenmeme rağmen her nedense kalıp üzerinde ölçme yapmadım ki gözüme küçükçe göründüğü halde. Böylece planladığımdan farklı oldu bitmişi. Aklınızda olsun kalıp çok dar, en az 2 beden büyük çalışmak lazım galiba. Kolları dikmeden küçük kaldığını fark edince, komple söküp bu sadeleştirilmiş hale getirdim. İlk diktiğim robadan büzgülü, yüksekçe hakim yakalı bişeydi, olamayacağını anlayınca,  yakayla falan hiç uğraşmadım, pervazla çevirip bıraktım artık.





   Robada kalması gereken yer, omuza kadar çıkınca desenler de yükseldi haliyle. İyi ki boyunu uzun tutmuşum, hayal ettiğimle alakası kalmasa da bir bluz haline gelmiş oldu. Neye niyet, neye kısmet.... Dikişin de nasıl hayatın içinde bir uğraş olduğu ana fikrini çıkarabilir miyim buradan? Evet, ben çıkardım bile :)
      


  Neyse dağılmasın konu; kol manşetlerinde 3er düğme olacaktı, başlık sebebim olan ojeyle boyadığım düğmelerle. Lakin hak etmediği için yapmadım!. Böyle de sinir olabilirim diktiğim şeye bile,  hak etmediği için düğmeleri eksik kalan kol manşetinin dramı.... :))









  Kol yırtmaçlarına, biyeyi diktikten sonra, üst kısımı fotoğraftaki gibi üçgen bir parça oluşacak şekilde dikiyorum içten. Ön yüzün görüntüsü böyle daha güzel oluyor bana göre. Koca bluz için söylenebilecek işe yarar tek cümle bu olsun :)


Yazımı bitirdikten sonra şöyle bir okudum da bir yerde bir bozukluk var ama zihnen o kadar yorgunum ki bulamadım nereden olduğunu. Sürç-i lisanım affola diyeyim :)

Dikiş periniz yanınızda olsun! Sevgiler :)

27 Ocak 2014 Pazartesi

çok şekersin google + ;)))





bu yayında gördüğünüz fotoğraflar ortaya çıkarken, insan oğlunun nasıl şebekleşebildiğini  görelim diye google + hazırlamış bu hareketli fotoğrafı. Ben çok güldüm gördüğümde birlikte gülelim diye paylaşıyorum :))

25 Ocak 2014 Cumartesi

bir tık; hooop! alış veriş elinizin altında :)

 Merhaba;




       Hayatı boyunca 2 senelik peryodlarla ev taşıyan biri olarak, kullanmadığım her türlü eşya bana sıkıntı yarattı. Çevremde bunları değerlendirebilecek birileri olduğunda çok mutlu oldum, hem benim yüküm hafifledi hem onların işine yaradı. Ama öyle şeyler var ki; bedeni, tarzı, kullanım alanı gibi kısıtlayıcı sebeplerden kimseye teklif dahi edemedim. İyi parçalar olunca da atmayı hiç düşünmedim. İsrafın haram olduğuna inanan bir kültürde yetiştiğim için günü gelince işe yarar diye sakladım.

       Çok da anlatmaya gerek yok aslında, aynı durum herkesin sorunu. 39-40 numara sivri burun, ökçeli ayakkabıyı, 36 beden kalem eteği, small beden ipek gömleği hiç kullanılmamış bile olsa nasıl değerlendirmeli diye düşünüyoruz.

       Şimdilik, bunları yeniden kullanıma sunabileceğim bir platform olsun diye bir satış bloğu açtım. Şimdilik diye belirtmemin sebebi ise; aklımda çok daha güzel ve faydalı bir proje var.Takip edenler  biliyor, tam zamanlı bir çalışan olduğum için zaman konusunda sıkıntılarım var,  biç ki dikesinde yayınlarıma yapılan yorumlara bile ancak akşam vakti cevap yazabiliyorum. Bu projeyi zamanlayabileceğime önce kendim ikna olursam sizlerle paylaşacağım :)

 Buradan dükkana gitmek için ücretsiz servisimiz var! :)
 Yan tarafta " garage sale" ikonuna bir tık; hooop!  alış veriş elinizin altında :)

22 Ocak 2014 Çarşamba

manto dikerken dikkat edilecekler, örnekli gösterim :)



Merhaba;

Dikişe yeni başlayanlar, pek çoğumuz gibi hiç eğitim almadan kendi kendine bir şeyler dikmeye çalışanlar, bir de sevip de kavuşamayanlara gelsin bu manto :)



İlk bakışta herşey yolunda gibi görünüyor değil mi? Ama değil! Peki ben bu mantoyu ilk diktiğimde de böyle mi düşünüyordum? Tabii ki "hayır!" O gün, bana göre bu manto yeryüzünde imal edilmiş en güzel mantoydu :)


Modelimizin orijinal görüntüsü böyle, ama asıl dikkat çekmek istediğim husus alt fotoğraf, sol alt köşe:


 Tarihi gördünüz değil mi? şubat 1971 !!!  Daha ben yeni doğmuşken, henüz kırkım çıkmadan yayınlanmış bu burda :)) 
Mervişim bana Almanyalardan getirdi bunu. Nasıl güzel bir seçim, bana getirilebilecek en muhteşem hediye! 


 Gelelim benim muhteşem mantonun detaylarına; Sırf gösterebileyim diye yapılmaması gerekenleri yaparak bir manto diktim sizler için! 
Şaka şaka:)) 
Geçen yıl diktim bu mantoyu, o zaman kol takmakla ilgili ön yargılarım vardı.


Şöyle ki; omuzda yaptığımız yedirme büzgüsü var ya işte o büzgüyü yaparsam kollar karpuz kol gibi olacak zannediyordum! Annemin her dikişimde söylemesine rağmen inatçı bir oğlak olarak hiç dinlemedim. Dolayısıyla kol, kol evine büyük geliyordu. Kol altına gelen kısımdan kol evini genişletiyordum. Kollara o yedirmeyi vermediğim için diktiklerimin omuzları beni geriyordu ve bu sebeple hep 38 beden çalışıyordum. 


Omuzlarım geniş benim diye bahane de bulmuştum hatta :) hatta şu gömlekte görüleceği gibi o ilk düğmeyi açık tutarak kullanıyordum mecburen. Buna da burdanın kalıbı bozuk gibi bahanelerim vardı. Ne zaman ki anneme bir ceket dikmek istedim ve kol yedirmesini yap mutlaka dedi. Demek ki karpuz kol gibi büzgülü de olsa annem öyle istiyor diye ben büzgüyü yaptım. O kolu diktikten sonra yaşadığım aydınlama, nadir yaşanacak  bir aydınlanma oldu :) Ya o büzgüler nasıl kayboldu, o kol o omuz başı formunu nasıl güzel aldı! Kimbilir kaçıncı kez kendime dedim ki " Anne sözü dinleyeceksin, asla pişman olmazsın!"


Ayrıca; yakada, bedene birleştirme çizgisinin üzerinden alt ve üst yakayı birbirine dikmek gerektiğinin ıspatı olarak bakınız alt fotoğraf:


 Yeni dikilmişken böyle durmuyor tabi. Ama uyduruk falan demeden, doya doya bir kış boyunca giyince alt yaka böyle dışa doğru dönmeye başlıyor. Dikin birbirine, sağlam olsun. Sarkmasın, akmasın.



Cepleri yapmışım canım olması gerektiği gibi, üzerinde konuşulacak bi durum yok :)
Kolları da biraz kısa gelecek gibiydi, böyle bir kapakla uzattım azıcık.

Öyle böyle ilk manto için yine de hiç fena değildi. Bu kumaşı da yüzyıllar evvel, henüz bir gömlek bile dikmemişken almış olmam hakkında hiç bişey demiyorum :)



Dikiş periniz yanınızda olsun! Sevgiler :)

19 Ocak 2014 Pazar

Nejat İşler








Daha iyi baksaydı kendine bir şey değişir miydi bilmiyorum. Ama böyle güzel gülen insanlar iyi insanlarmış gibi gelir bana. Tanımadan sevebilirim. Allah şifa versin...

18 Ocak 2014 Cumartesi

yelek



 Merhaba;


Yoğun geçen bir haftanın sonuna nihayet geldik. Hafta içi bir türlü ayarlayıp yayın hazırlayamadım. Bugün de sabahın erken saatlerinden bu yana picasadan fotoğraf aktarmaya çalışıyorum, olmuyor. Picasa3 indirdiğimden bu yana bloggerda yayınla butonum işe yaramıyor. Bu konuda bilgisi olan varsa ve paylaşırsa çok memnun olurum. Zaten google+ la da aram hiç iyi değil ama oradan aktarmalı ancak bloğa taşıyabildim fotoğrafları.



Yeleğimin kalıbı burda dergisi aralık 2012 sayısından. Ben cepleri yapmadım. Tela kalmamıştı, kumaş zaten kalın dokuma. Telasızken o cebe bulaşmak akıl karı değildi. Üşendim de tamam, evet :))


manto için diktiğim seyyar yakayı yelekle de kullanabiliyorum. Bu arada yakayı tutturmak için yakaya örme brit ilikler yapıp mantoda karşılıklarına düğme dikmiştim  ama giyip çıkarırken mantodaki düğmeler saçlarıma takılıyor, söktüm ben de geri. Henüz yeni bir işlem yapmadım ama çıt-çıtla içten tutturmayı düşünüyorum. Takılmaz diye düşündüm çıt-çıt, deneyelim bakalım.


Etek uçları, telasız olduğundan jilet gibi durmuyor tabi.


Pervazı ütülerken çok az öne çekerek ütüledim. İnce biye varmış gibi duruşu gözüme daha güzel göründü. Tahmin edeceğiniz üzere, önce kötü ütülemekten oluşan durumun, fırsata çevrilmiş hali bu :)


Düğmeler, mantoyla aynı düğmenin bir boy küçüğü. Mantonun parçalı iliklerinde zorlanınca bunda sadece makine marifetiyle ilikleri açtım.


Arkadan görüntüsü de böyle işte. İki pensle bedene oturuyor. Şimdi sırada, geçen yıl, tam bir acemi cesaretiyle diktiğim manto var. "Bunları yapmayın!" uyarısıyla gelecek yazısı :)


Dikiş periniz yanınızda olsun! Sevgiler :)

13 Ocak 2014 Pazartesi

Monto dikişi: işlem tamam! :)


   
Dikisdersi Çiğdem hanımın etkinliği sayesinde 2. mantomu diktim. Gururluyum :)
Hatta Çiğdem Hanım detayları paylaştığı ve biz katılımcıların da paylaşım yapabileceği bir blog açtı. Yine çok işimize yarayacak püf noktalarıyla dolu bir blog oldu. 
Ben, malumunuz üzere dikiş esnasında fotoğraflama özürlü olduğumdan, yeni bloğa katkı sağlayabileceğim durum olmadı maalesef. Hatta bundan önce bir ceket diktim ve çok kararlı bir şekilde fotoğrafladım da. Ceket bitip çektiklerimi de pcye yükleyince gördüm ki sadece ilk aşamada, 2. kumaş katlarına çizgileri aktarırken çektiğim fotoğrafllar işe yarar ve anlaşılır durumda. Diğerlerinin ben bile anlamadım neresine ne yaparken çektiğimi. Üstelik beni çok yavaşlattığı için tekrar denerim diye bir söz vermiyorum. Ben bitmiş hallerini fotoğraflayayım arada kendi öğrendiklerimi de yazıyla paylaşayım sizlerle.


Geçelim mi mantoya?


Tercihim, daha önce belirttiğim gibi 2006 kasım burda dergisinden 108 numaralı model. Bendeki Burdada yakası da kürklü, zaten bana cazip kılan kısım o oldu. Kol ağzına kürk çalışmadım.


Kullandığım suni kürk, gerçeğine çok yakın görünümde. Fotoğraflarda kötü peluş gibi duruyor ama modelimi seçmemin en önemli etkeni önce bu kürkü çok beğenerek almış olmamdı, kumaşı falan ona göre aldım sonradan.


Yakanın kürksüz, kendi duruşu, klasik erkek yaka. Ben üstten dikişi sevmediğim için bu yakada da kullanmadım üst dikiş. 


Kol ağızlarında yırtmaçlar var. İlik açmadım, düğmeleri doğrudan üzerine diktim.


Mantoyu tek kareye sığdıramadım :) ben de 2 fotoğrafı yanyana ekledim beyniniz onu birleştirir isterseniz :)


 Yakanın arkadan görüntüsü yukarıda;


Ben vatka kullanmıyorum, kendi omuzlarım bana yetiyor. Mankenin omuzları benden dar olduğu için onun üzerine giydirince besleme gibi durması o sebepten :)


İlikleri, parçalı ilik yaptım ama kumaş kalın olunca çok iyi oldu diyemem. Astar için kahverengi ipek-saten astar kullandım. Kolları astarlama bittikten sonra elimde bastırıp, astarını da üzerine tutturdum. 

Artan kumaştan da bir yelek yaptım içine, detayları yakında gelir. Fotoğrafları hazır. 

Eksikleri, hataları olsa da kendi diktiğim mantoyu çıkarken hissettiğim özgüven başka bişeyde yok. Ben bu işi seviyorum dostum! :) 


Dikiş periniz yanınızda olsun! Sevgiler :)

8 Ocak 2014 Çarşamba

lacivert- beyaz renklere sahip bir takım olsaydı tutabilirdim :)


Merhaba;
Tül üzerine baskı çiçek desenli bu kumaşımı da diktim. Bir kumaş daha eksildi. Kumaşlarım bitmeden yenisini almama diyetime sadığım hala, kendimle gurur duyuyorum :)




Reglan kollu bir bluz. Oldukça çok sayıda burda dergim olmasına rağmen büyük beden olmayan reglan kol kalıbı bulamadım. Çok eskilerden,  42 beden kalıbı dikiş paysız biçtim mecburen.


Kol boyu, dirsek üzerinde, karşılıklı pile ile kol ağzını daralttım.

 
Bedeni pamuklu kumaşla astarladım.




Tül kumaşla astar kumaşını birlikte diktim. Arkadan birit ilikle kapanan bir açıklık verdim.
 

penslerde de iki kumaşı birlikte diktim.

 

Lacivert gömlek yakası yapmayı düşündüm ama aynı ton, uygun bir kumaşım yokmuş, yapmadım. Bulursam daha sonra ekleyebilirim belki. Şimdilik sıfır yaka olarak kalsın.
 

Mantoda işlem tamam, fotoğraflanmayı bekliyor. Bilginize :)

Dikiş periniz yanınızda olsun!

Posted by Picasa

2 Ocak 2014 Perşembe

çizgili şifon bluz

Merhaba;
Şifon benim dikmekten çok da hoşlanmadığım bir kumaş türü. Sentetik karışımlı olmayan şifon bulmak çok zor çünkü. Şimdilerde kumaşa dokunarak ayırt edebiliyorum epeyce ama ilk aldığım kumaşlarda çok yanıldıklarım olmuştur. Diktikten sonra fark ettiklerim çöp oldular çoktan. Henüz dikilmeyenler de bekliyor kaderini, belki bir detay olurlar, bir aksesuar olurlar bilmiyorum.



Bu da bir sonbahar şifonu, kahve-sarı geçişli rengi ve yaprak desenleri bana o hissi veriyor. Yarasa kollu, oldukça sade bir model. Önü kısa arkasını uzun yapmıştım önce ama sevmedim duruşunu, ek yapıp uzattım ön parçaları da. Ben genellikle pantolonun içine alarak kullandığım için zaten görünmüyor ek. 
 
Kol boyu truakar, arka ortaya dikiş istemedim o yüzden kol boyu kumaşın eni nispetinde oldu.

 
Yakayı ön ve arkaya hafif büzgüler vererek daralttım. Biyeyle çevirdim.

 

Düğme dikip karşısına da ilik açtığımız yerin bir adı var mı bilmiyorum, oraya çift taraflı yapışkan ince tela yapıştırdım. 

 
Kol ağzına yakaya yaptığım gibi biye çevirdim. Kolu  büzgü yerine minik pilelerle yedirdim.

 


Dikiş periniz yanınızda olsun!Sevgiler :)
Posted by Picasa